Köşe Yazıları  >  ERKEN TANI VE ERKEN EĞİTİM
24.1.2015  

                      ERKEN TANI ve ERKEN EĞİTİMİN ÖNEMİ

                                                      

                                              (İŞİTME EĞİTİMİ)

 

Her yeni doğan çocuk annesi ve  babası için  büyük  bir  mutluluk  kaynağıdır. Çocuk yetiştirmek  başlı  başına zor ve  önemli  bir  dönemdir. Ancak  hayat  bazen  bazı annelere ve  babalara  daha  özel   görevler  sunar. İşitme  engelli bir çocuğa sahip  olmak  da diğerlerinden ayırır  ve hayata yeni  bir  pencereden  bakmasını gerektirir.

 

Tüm  bebekler,  seslerle  örüntülü  bir  dünyaya doğarlar ve hiç  bir  zaman  anne ve  baba bebeklerinin işitme  engelli  olabileceği  ihtimalini  düşünmezler. Yeni   doğan  bebekle  iletişim, jest  ve  mimiklerle kurulur.  Bebekte  tepkisini ses  çıkarma, gülümseme  ve vücut  hareketleri  ile  gösterir. Eğer  bebeğin  belirgin  bir  sağlık  sorunu  yoksa, davranışlarından işitme  engelli  olduğu  anlaşılmayabilir.

 

İşitme  engelli  bebekler de tıpkı  diğer  bebekler  gibi gülümser, isteklerini  ağlayarak  ifade  eder  ve  çevresiyle  ilgilenir.Daha  sonra  emekler,  ayağa  kalkar,  kendisine  uzatılan  nesneleri kavrar,  kendi  başına  yemek  yemeye  çalışır, oyuncakları  ile  oynar  ve çevresindeki  kişi ve  nesneleri  tanır,  yaşları  geldiğinde de yürürler. Bu  doğal  görünen  gelişim  karşısında, aileyi rahatsız  eden  herhangi  bir  şey  olmayabilir,  aile çocuğunun işitme  engelli  olabileceği  ihtimalini düşünmeyebilir. Bu  durum çocuğun  erken  dönemde tanılanmasını geciktirebilecektir.

 

Erken  tanılamada işitme  yetersizliğinin mümkün  olan  en  erken  dönemde, özellikle  bebeklikte  farkına  varılması  önemlidir.Teknolojideki  ilerlemeler  gün  geçtikçe  daha erken  dönemlerde  tanılamanın yapılabilmesine  olanak  sağlamaktadır. Önceleri  çocuğun  işitmesi, onun  sese  verdiği  tepkilerle  test  edilirken, bugün  bir  bebeğin  işitmesi, o uyurken  bile  ölçülebilmektedir. Bu  ölçümlerle çocuğun  işitme  yetersizliği  olup  olmadığı  ortaya  çıkmaktadır.

 

Çocuğa  işitme  engelli  tanısı  konulduktan  hemen sonra,  özel  bir  eğitim programı uygulanmaya  başlanmalıdır.  Çocuk  beyni, hayatın ilk  altı  yılında dil  öğrenmeye  programlıdır.Özellikle,  hayatın  ilk  üç  yılı  dil  ediniminde  çok  önemlidir. Bu  süreden  sonra ,  dil  ve  konuşma becerilerinin kazanımı daha  zorlaşır. Bu  nedenle  tanı  ne  kadar  erken  konup,  eğitime ne  kadar  erken  başlanırsa,  dil  ve  konuşma  gelişimi  o  derecede  normale yakın olabilecek, çocuğun  sosyal ,  duygusal,  bilişsel  ve  akademik  gelişimi  olumlu  yönde  etkilenecektir.

 

Erken  eğitimde  atılacak önemli  adımlardan  biri,  çocuğun  cihazlandırılması  ve işitme  cihazına  uyum  sağlamasına  yardımcı  olunmasıdır. Bu  nokta da, çocuğun  işitme  kaybının  özelliklerine  göre  en  uygun  cihazın  temini  oldukça  önemlidir.Ayrıca,  aileye psikolojik  ve  eğitsel  danışmanlık  hizmeti  verilmesi,  erken  müdahale  ve erken  eğitimin başarısını  etkileyen  önemli  bir  faktördür.Böylece, çocuğun  özel  eğitim yaşantısı  okul  öncesi döneminde başlamış  olacak  ve  işitme  engelli  bireyin  tüm  yaşamı  boyunca  devam  edecektir.

 

Unutulmamalıdır ki,  erken tanılamanın beraberinde uygun cihazlandırma ve uygun eğitim ve aile eğitimi ile bu çocuklar, içinde bulundukları topluma daha kolay uyum sağlayabileceklerdir.

 

 

                                                                                                   AYŞE DURAN

                                                                                              19 MAYIS ŞUBESİ

                                                                                 İŞİTME ENGELLİLER ÖĞRETMENİ

Paylaş :
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry|wholesale jerseys